Yüz Tanıma Teknolojisi Nedir?
Yüz tanıma, bireyin kimliğini doğrulamak için yüz analizi yapan bir teknoloji olarak kullanılmaktadır. Bu teknoloji, temel yüz özelliklerini (burun şekli, çene çizgisi, gözler arasındaki mesafe vb.) ölçerek, bu özellikleri bilinen yüzler veya şablonlardan oluşan bir veritabanıyla karşılaştırmak için yazılım kullanır.
Yüz tanıma, havaalanı güvenliğini artırmak, akıllı telefonların kilidini açmak, kolluk kuvvetlerine gözetim konusunda yardımcı olmak ve benzeri birçok alanda kullanılmaktadır. Ancak, yüz tanıma teknolojisinin yaygın kullanımı, özellikle kötüye kullanım, önyargı ve mahremiyet ihlali potansiyeli nedeniyle tartışmalıdır. Hükümetler ve şirketler, bu teknolojinin yasal, etik ve sosyal sonuçlarıyla başa çıkmak için çaba sarf etmektedirler.
Yüz Tanıma Teknolojisi Nedir?
Yüz tanıma teknolojisi, bir bireyin kimliğini yüzünün özgün özellikleri temelinde ayırt edebilen bir inovasyondur. Bu biyometrik tür, bireyleri tanımlamak için biyolojik özelliklerin ölçümünü içerir ve parmak izlerinden DNA’ya kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
Yüz tanıma yazılımı, yapay zeka, görüntü tanıma ve diğer ileri teknolojileri kullanarak bir yüzün kimliğini haritalamak, analiz etmek ve doğrulamak için tasarlanmıştır. Bu süreç, belirli kişileri fotoğraf ve videolarda tanımlamak, farklı görüntülerde aynı kişiye ait olup olmadığını belirlemek ve geniş bir görüntü koleksiyonu içinde belirli bir yüzü aramak amacıyla kullanılabilir.
Yüz Tanıma Teknolojisi Nasıl Çalışıyor?
Genel olarak, yüz tanıma teknolojisi üç temel aşamada faaliyet gösterir: algılama, analiz ve tanıma. Ancak, tüm yazılımların özel algoritmalar temelinde oluşturulduğunu hatırlamak önemlidir.
1. TESPİT
İlk olarak, bir kamera, belirli bir yüzü tek başına veya kalabalık içinde tespit etmek için kullanılır. Bu teknolojiyi çalışırken, telefon kamerasının bir yüzü vurgulayarak etrafına bir kutu çizdiğini görebilirsiniz.
Yüz tanıma sistemleri, genellikle bilgisayar görüşünü kullanarak yüzleri insan gözünden daha doğru ve hızlı bir şekilde algılar. Yapay zeka tarafından desteklenen bu teknoloji, tekli görüntülerden video çekimlerine ve birden fazla kamera açısından alınan görüntülere kadar çeşitli veri kaynaklarından bilgileri otomatik olarak çıkarabilir, analiz edebilir ve sınıflandırabilir.
2. ANALİZ
Yüz tespit edildikten sonra genellikle gözler arasındaki mesafe, göz yuvalarının derinliği, elmacık kemiklerinin şekli ve çene, dudak ve kulak konturları gibi ayırt edici yüz işaretleri dijital olarak haritalanır. Sistem daha sonra tüm bu bilgileri, yüz izi adı verilen bir sayı veya nokta dizisine dönüştürür. Her bireyin kendine özgü bir yüz izi olduğu gibi, parmak izi gibi düşünülebilir.
Örneğin, iPhone’un kilidini yüz tanıma özelliğiyle açtıysanız, sistem binlerce görünmez noktayı yansıtarak yüzünüzün derinlik haritasını ve kızılötesi görüntüsünü oluşturur. Bu bilgiler daha sonra matematiksel bir temsile dönüştürülerek önceden toplanan yüz verileriyle karşılaştırılır.
3. TANINMA
Bu adım, bir sistemin, kişinin yüzünü bir veritabanındaki diğer yüzlerle karşılaştırarak kişinin kimliğini doğrulamaya çalıştığı aşamadır.
Yüzler, vesikalık fotoğraflardan sosyal medyada paylaşılan selfielere kadar çeşitli kaynaklardan olabilir. Bazı sistemler, iki görüntünün benzerliğini ölçen bir güven puanı dahi hesaplayabilir.
Örneğin, bir banka soygunu güvenlik kamerasında kaydedilirse, polis olay yerinde yakalanan yüzü daha önce suçlu olan kişilerin sabıka fotoğraflarıyla karşılaştırmak için yüz tanıma teknolojisini kullanabilir; bu da şüphelileri tanımlamada veya elemelerde yardımcı olabilir.
Yüz Tanıma Uygulamaları
Yüz tanıma teknolojisinin yaygın olarak kullanıldığı birkaç örnek şu şekildedir:
1. Telefon ve Bilgisayar Kilidi Açma:
Yüz tanıma, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar gibi cihazlarda sıkça kullanılan bir kimlik doğrulama yöntemidir. Kullanıcılar, kişisel cihazlarının kilidini açabilir, bankacılık işlemleri gerçekleştirebilir ve güvenli bilgilere erişebilirler, şifre kullanma ihtiyacı olmadan yüzlerini kullanarak.
*Örnek:* 2017’den beri Apple, Face ID adı verilen bir yüz tanıma özelliği sunarak kullanıcılara telefonlarını hızlı bir şekilde açma, uygulamalara erişme ve satın alma işlemleri yapma imkanı tanımaktadır.
2. Kanun Yaptırımları:
Polis ve diğer kolluk kuvvetleri, suç şüphelilerini tespit etmek için yüz tanıma teknolojisini kullanmaktadır. Gözetleme görüntülerinde yakalanan yüzleri, yerel, eyalet ve federal veritabanlarındaki diğer fotoğraflarla karşılaştırarak başarıyla kimlik tespiti yapabilmektedirler.
*Örnek:* FBI’ın Yeni Nesil Tanımlama – Eyaletlerarası Fotoğraf Sistemi (NGI-IPS) adlı program, milyonlarca suç fotoğrafına ve diğer biyometrik verilere erişerek dünya genelindeki kolluk kuvvetlerine yardımcı olmaktadır.
3. Havalimanı Güvenliği:
Birçok havaalanı, yolcuların yüz verilerini pasaport olarak kullanmalarına izin vererek, fiziksel kimlik veya biniş kartı gösterme gerekliliğini ortadan kaldırarak güvenlik kontrollerini hızlandırmaktadır.
*Örnek:* TSA’nın PreCheck programına katılan Delta Digital ID kullanıcıları, havalimanlarındaki bagaj bırakma ve güvenlik kontrol noktalarında yüz tanıma ile biniş kartları ve kimlik kullanabilmektedir.
4. Bankacılıkta Dolandırıcılık Tespiti:
Bankalar, müşterilerinin kimliklerini doğrulamak için ATM’lerinde veya şubelerinde yüz tanıma teknolojisini kullanabilmektedir. Bu, kullanıcıların şifre veya diğer doğrulama yöntemleri yerine yüzlerini kullanarak bankacılık işlemlerini gerçekleştirmelerine olanak tanır.
*Örnek:* Chase bankacılık uygulaması, müşterilere Touch ID, Face ID ve Android’in Parmak İzi Girişi gibi biyometrik verilerle hesaplarına erişme imkanı sunmaktadır.
5. Akıllı Arabalar:
Otomobil üreticileri, yüz tanıma teknolojisini anahtarsız girişi sağlamak, sürücünün dikkat eksikliğini izlemek ve aracı kişiselleştirilmiş ayarlara göre otomatik olarak ayarlamak için kullanmaktadır.
*Örnek:* Hyundai’nin elektrikli araçları, sürücülerin tercihlerine göre koltukları, aynaları ve bilgi-eğlence ekranlarını otomatik olarak ayarlamak için yüz biyometrisini kullanmaktadır. Genesis GV60 modeli ise yüz tanıma özelliği ile anahtarsız girişi mümkün kılan ilk araç olmuştur.
Yüz Tanıma Teknolojisinin Avantajları
DAHA FAZLA KULLANIŞLILIK
Yüz tanıma, birçok yönden hızlı ve pratik bir doğrulama sistemidir. Yüz verilerini görsel eşleştirme ile karşılaştırmak, şifre veya PIN girişine göre daha hızlı ve kullanışlıdır. Ayrıca, daha az temas noktası gerektirir.
Veriff şirketinin baş ürün sorumlusu Suvrat Joshi, “Sadece ‘Hey, bir fotoğraf çek’ demekle tüm bu sürtüşme noktalarının ortadan kalktığını” belirtti. Bu, oldukça dikkat çekmeyen bir süreçtir ve bireyin fazla çaba harcamasını gerektirmez.
ETKİN GÜVENLİK
Yüz tanıma teknolojisi, daha az sürtünme noktasına sahip olduğu için havaalanı güvenlik kontrolünden geçme veya banka hesabına giriş gibi normalde zaman alıcı süreçleri hızlandırabilir. Bu, güvenlik açısından etkin bir çözüm sunar.
KOLAY ENTEGRASYON
Birçok yüz tanıma sistemi, çoğu güvenlik yazılımıyla kolayca entegre olabilir. Bu da şirketlerin veya kuruluşların bu teknolojiyi uygulamak için önceden büyük yatırımlar yapma zorunluluğunu azaltarak, onu erişilebilir kılar.
Yüz Tanıma Teknolojisinin Dezavantajları
GİZLİLİK RİSKİ
Yüz tanıma teknolojisi, bireylerin mahremiyetini ihlal etme potansiyeli nedeniyle en büyük endişelerden birini oluşturuyor. Genellikle, bireyler, biyometrik bilgilerinin yüz tanıma için toplandığı veya kullanıldığı konusunda haberdar olmayabilirler.
Siber güvenlik uzmanı Sean Grimaldi, Integrated In’e verdiği demeçte, “İzniniz olmadan kullanılabilir” diyerek bu durumun veri kontrolünü zorlaştırdığını vurguluyor. Örneğin, bir suç zanlısının izini sürmek amacıyla kullanılan bir sokak kamerası, yüzlerce masum insanın yüzünü incelemek zorunda kalabilir, bu da gizliliği tehlikeye atabilir.
Yapay zeka gizliliği ve gözetimine odaklanan teknoloji hukuku araştırmacısı Patrick K. Lin, Yerleşik In’e yaptığı açıklamada, “Birdenbire, bilse de bilmese de herkes polis soruşturmasının bir parçası oldu” diyor.
Yüz tanıma teknolojisinin kullanılması, yüz verilerinin nasıl kullanılacağını, nerede saklanacağını ve kimin erişebileceğini anlamanın zor olabileceği bir süreci içerir. Ancak, bazı eyaletlerde yüz taramaları ve biyometrik verilerin toplanmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Illinois, Texas, New York, Vermont ve Washington eyaletlerinde, yüz taramaları gibi biyometrik verilerin toplanması, saklanması ve ifşa edilmesini düzenleyen yasalar bulunmaktadır. Bu yapsaaları ihlal eden birçok kurumsal dev, büyük cezalar ödemek zorunda kalmıştır.
Bireyler, kendi gizliliklerini korumak için Apple’ın Face ID gibi yüz tanıma hizmetlerini veya güvenlik kontrol noktalarındaki yüz taramalarını tercih edebilirler. Ancak, yüz verilerini tamamen korumak için daha fazla adım atmak da mümkündür.
Lin, “Sivil toplumla ilgileniyorsanız, yüz tanımayı devre dışı bırakmak neredeyse imkansızdır” diyor. “Özellikle şehirlerde yaşayan insanlar için. Dışarıya adım attığınız anda karşıdan karşıya geçersiniz, yakalanırsınız.”
YETKİLİLERİN POTANSİYEL KÖTÜYE KULLANIMI
Kolluk kuvvetlerinin yaygın olarak kullandığı yüz tanıma teknolojisi, hükümetlerin bu teknolojiyi kitlesel gözetim için kötüye kullanma ve bireylerin sivil özgürlüklerini ihlal etme potansiyeli doğuruyor.
Çin hükümeti, etnik azınlıkları izlemek ve kontrol etmek amacıyla yüz tanıma teknolojisini kullanmış; Hong Kong’daki protestocuların polis kameralarını engellemek için maske takması bu kullanımın bir örneğidir. ABD’de ise 2020’deki Black Lives Matter protestoları sırasında yüz tanıma teknolojisi, insanları izlemek amacıyla kullanılmıştır. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza da ülkeye giren insanları izlemek için bu teknolojiyi kullanmaktadır.
Bazı ABD şehirleri, San Francisco ve Boston gibi, yüz tanıma teknolojisinin devlet kurumları tarafından kullanılmasını yasaklamıştır. Ancak, özel şirketler hala bu teknolojiyi kolluk kuvvetlerine satmaktadır, bu da gözetim konusunda sınırlı gözetim veya kamu incelemesi olduğu anlamına gelmektedir.
ÖNYARGI VE YANLIŞLIKLAR
Yüz tanıma algoritmalarının belirli demografik özelliklere karşı önyargı gösterdiği ve bu durumun sistem hatalarına neden olabileceği bulunmuştur. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, üzerinde çalıştıkları 189 yüz tanıma algoritmasının çoğunluğunun önyargı gösterdiğini ve Siyah ve Asyalı yüzleri beyaz yüzlere göre 100 kat daha fazla yanlış tanımladığını bulmuştur. Ayrıca, kadınların kimlikleri erkeklere göre daha sık hatalı olarak tespit edilmektedir.
Bu hataların büyük kısmı, yüz tanıma sisteminin eğitim sürecinden kaynaklanmaktadır. Eğitim verileri genellikle beyaz, erkek yüzlerinden oluştuğunda, sistem bu demografinin dışındaki bireyleri doğru bir şekilde tanımlamakta zorlanabilir.
Bu durum, yüz tanıma teknolojisinin kullanıcı deneyiminde sinir bozucu sonuçlara yol açabilir ve en kötü ihtimalle sahte tutuklamalara ve haksız sınırdışı edilmelere neden olabilir.
GÜVENLİK RİSKLERİ
Çoğu şirket, veritabanlarının güvenliğini sağlamak için çaba harcamaktadır, ancak hiçbir teknoloji tamamen güvenli değildir. Grimaldi, şirketlerin sürekli saldırıya uğradığını ve yüz verilerinin karanlık ağda satılabileceğini belirtiyor. Bu veriler, dolandırıcılık gibi amaçlarla
kullanılabilir ve bir kez çalındığında değiştirilemez. Yüz tanıma verilerinizde bir ihlal meydana geldiğinde, bu durumu çözmek neredeyse imkansızdır.
Grimaldi, “Bir parolanız veya şifreniz varsa ve çalındıysa, yeni bir tane alabilirsiniz” diyor. “Ancak yüz tanıma verilerinizde bu durum meydana gelirse (örneğin, yüzünüzün haritasını çıkaran noktalar gibi) bunu asla değiştiremezsiniz.”